Şiirbaz
Vicdan
[Verse :1]
Bir ağıt, bir kara bulut, pas bağlamış uzakta bir hudut
Ölü çocuklar ve tarih birikmiş, insan diyor ki; bana umut
İnfilak eyledi yüreğim, meylim galaksi ufkundan öteye doğru
Şaman ayinlerinde varlık bulmak, bedenim uygarlık batağında boğulur

Doğrultur insanı tabiatın atardamarlarında yaşamak
Tüm maskelerinizi çıkarın, kök salın toprağa, geri verin insanı insana
Bronz bi’ kalkan ve kını kan dolu kılıç astı tam boynundan dünyayı
Pas kapladı diz boyu Sargon hevesini serpti yasal bi’ katlin

Metal bi’ namlunun ucunda yaşayan kelebektir hayat, bir rüya değil bu toz bulutu
Anaların dilinden dökülen ağıttır heyhat!
Raks ediyor bir Çingene kızı ve yamalı eteğinden hüzün dağıtıyor yeryüzüne
Tutsak dağlarda patlamakta mayın

Çalmışken ateşi Prometheus, siz ceset parçalarını saklamayın
Okyanusların ana vatanı gözlerdir çağın yangın tabakasındayız
Faili ayan bi’ maktulü susarken aynı sonun tam arkasındayız
Savaşı resmettiğiniz tuvalden akan tüm renkler kırmızı

İnşaasına kin biriken duvarlar ayırdı bizi bu hiç bitmeyen sızı
Bir mezalimin destanıdır bu, tüm kavimlerin iştirak ettiği
Kaç bin yıldır tanrılar değişti, insan değişmedi. Küllerinden beslendik hayatın
Sınırlar ve bayraklar huzurun katilidir, bir hüzünlü müzikten isyan doğar
Büyümeyen çocuklara armağan olsun, bitmeyecektir son dansımız
Bir yürüyüştür dünyayı sarıp ağrımızda yanacak son bulacak tiran savaşı
Gök kuşağında uyuyacak çocukların düşünden doğacak yeni bir dünya
Var olmak direnmek demektir, sustukça yaşıyor musun ki güya?

[Verse :2]

İçindeyim hiç bitmeyecek kavgaların, beynim gerillalara kamp alanı
Elimi nereye atabilirim? Onu bilemiyo'm, ama direniyo'm en iyisi çantana tık
Bütün umutları ve boş tantananız
Hak, batılı er ya da geç yener bi’ gün ve her firavunun, kendi başına yıkılır çok övündüğü saltanatı

Eline al sapanı, yüzüne bandananı bağla, mücadele; gücünü halktan alır
Onlar, kan saçar tanklarıyla anla; tam yedi can o parkta, bi’ bankta kalır
Hepsi basmakalıp hasta ideolojilerine dayanarak haklıdır ah bakanım!
Alt tabanın evi boğaz degil, Ankara’nın grisi bi’ duvar manzaralı

Eskisi gibi; en büyük espri sizin ön yargınız
Etkisiz hepsi bizim için bu müzik; tek kişilik tepkimizin eskizi, dinle ve gör farkını
Neslimizi tek tip, içi tüketim hırsı dolu zombiler eden bu çöl yangını
Yoksulluk seni çarkıfeleğe itiyorsa boyun eğme feleğe, sök çarkını

Dök kaybını sayfaya! Monoton, bu düzenin esiri olmuş onlarca Robocop’u
Uyarmak için her satır otomot zihinlerine molotof! Bitmedi Holocaust
Kenar mahallelere ittikleriniziz, hakkımız için geri geldik
Gerçeğe kulak tıkayan herkese, Tanrı ceza olsun diye beni verdi
Açıkçası hiç umrumda değil akranlarımın çoğunun uğruna yarıştığı ün
Barış ve devrimi tadacak toprak; horon, halayla karıştığı gün
Müzik; mücadeleyle eş orantılı, hiphop; en hakiki yoldaş sanırım
Nefret susar ve vicdanlar bağırır; ırkı yoktur gözyaşlarının!

Toplum; Ahmet Kaya’larını darp edip, alkışlar Serdar Ortaç’larını
Ki keza ileri götürmüyor bizi bu “yeni sınırlar ve ilahlar yaratma” mesaileri
Sıyrıl şu karanlıktan, onca yüzyıla sindi hicran
Ne kaçabilirim ne de susturabilirim. Lanet gölgemin ismi vicdan