Ağaçkakan
Büyükbaba
["Büyükbaba" için şarkı sözleri]

[Bölüm 1: Ağaçkakan]
Alçak Kaf Dağı ve onun ardı
Zirvesinde günlerce masallar dinlemiş
Miyadı: Dedem ayıktı
Yalnız ramazanlarda içer
Galon galon dua
Biraz esrar biraz koah, evet kaçıktı
Tesbihinde jonglör gibi yürür çarıklı
Şerefine sekiz pare top migrenini azıttı
Bu dünya ortadan ikiye yarıktı
İçine dökülen Karadeniz'de balıkçı gemilerini batırdı
Kaptan! Bir sorun var!
Çernobil'den esen rüzgar pruvadan çarptı çarpacak
Bu gemi ancak vurdumduymazlık taşır
Güverteden en son iner sadık tahtakuruları
Düzelt fiyakanı
Hangi deniz yutar böyle adamı
Kılçıktan kravatı ve yamalı ceket vatkalı
Hay bin kunduz! Tuzlu su yutulur mu?
Acaba laz korsan define gömmeyi unutur mu?
Bazan bombok bir vaaza
Katlanmak adına katran ve zoğa
Boğazı yırta yırta yutmaya
Bir yaylaya bahara doğru çıkmaya
Var mısın başından geçenleri çok önceden yaşamaya?
Havadis berbat
Kanserle karışık yağmur
Arhavi'den sürgün ahu
Ağaçlar bile mağdur
Üçüncü kuşak torun ben, dediğini anlamam dedem
Bağırdık Kırım'a doğru: "Nenaşkuni va ğurasen!"
[Bölüm 2: Grejuva]
Alabildiğine düzlük dikildi yine dümdüz
Bi' '67 sabahında Ankara'da sürgün
Öyle sağda solda sorunca; yine derler "aynı sancı"
Bu adam nam-ı diğer Dünyamil. İnsanlığa yabancı."
Eh! haksız sayılmazlar. Bizim son kiracı, tüfeğimin peşinden depar atar kaçar ve posta kutuma bırakır son 3 aylık harcı
Kaç oldu saymadım torun ben
Sahi, söyle bozkır neden kuru sandın?
-Neden?
-Sonum aynı çünkü. Toprak olmak hemen
Hem, bu bozkıra attığım tohumlar neden bulmaz beden?
Ben de aksine yenik ve yersiz tohumlar bıraktım
Biri kalktı
Ormanıyla kaçtı
Sahi, yaşı kaçtı?
Benimse kibrim harcamak için değildi, kaldım
Aynı nokta, bu son voltadan kaç kilometre saptı?
İşte evren o kadar artık
Varım, yoğum ve genetik mirasım sefilce büyüttüğüm umursamazlık