Ağaçkakan
Vertigo
[Bölüm 1]
Suratı dağılmış kristal güvercin
Canımı sıkıyorsun çünkü seni ölü severdim
Akrilik bulutlardan zift akar
Ve toplarım kucağımda siyahı, birikirsin göl kadar

En sıcak metal
Surata dikilmiş dudaktan duyulan 'özgürlük' darmadağın
Ağaçtan topla yıldırım
Düzeni bozmak yanlısıyım
Yanıldım, haklısın

Fakat ya bir gün çuvaldan deriler yaparsam giyer misin?
Bilirim, saklanmak istedin
Ceketler güzeldi ve güzergahtan alıkoyardı
Yine de boş verip ölümsüzlük istedin

Bilmiyordum işte
Ne parçalanmayı, ne biterken azalmayı, ne kente ait olmayı
Garajda mimlenen çocuk cesaretiyle başlayan bu yolculuk
Yalnızca bir şeylerin devamı

O kadar ilerler ve düşmeden gelirdim
Ucunda dünyanın oval mesafeler belirdi
Ufukta, gözümü kısıp baktığımda
Bir dakikalığına sükunetim medeniyete hükmederdi
Bilirsin haz almam ben Winston sigaradan
Ve bilirsin geceleri tenezzül etmem uyumaya
Derim ki, yanılmışım haklısın
Çünkü anlamıyorum var olanla yokun farkını

[Nakarat]
Yüz üstü yattığında görülmez rüya
Yat siyah kalk siyah, pencereme fırlatın kaya
Yavaşça kalktım ayağa, ortalama üç dakikada
Alacakaranlık dikildi birden karşıma

[Bölüm 2]
Doğru dalgakırana manevra
Alnımda üçüncü göz; deniz feneri
Vaveyla! Vıcık vıcık bataklıkta tuhaf bir fırtına
Yaşam zifiri karanlıkta kanıtlanmış postüla

Ve yarıçapında hamamböcekleri gezer bu lombozun
Bir mesih peyda olur hayalimde üstünde bornozu
Derim ki; bir çay kaşığı su var burada, boğ beni
Ya da ortadan ikiye ayır bu kordonu

Mai siyah yüzüne yük gibi, göm
Kargacık burgacık fraktallar çiz, ne halin varsa gör
En vakur halim smokinden ve kuyruğundan nefretle bahseder
Ben şahidim, egom fısıldar
Kulaktan kulağa yankı açlığındaki yarasaya
Termosta soğumamış tek görümlük rüya
Kılıfta kan lekesi, dağılmış göğüs kafesi
Öfke nöbetlerini kutsayan nizamı kuş sesi

Ağaçtan çıkar, ağaçlar kakar kocaman
Azımsanmayacak kadar avare, kirli gagası kilit tutmaz
Post-itler anımsatır mı? Tükendi kalem, yalan mı?
Kondisyonum yeter ve şirk koşuldu, maraton uyar mı?

Ekvatoru takip ettim
Güneşten hızlı yalın ayak tabanvayım, devir-daim
Bir gün ilerden yaşadım hayatı, kehanet çıkmazı
O gün bugündür kale almam; insanı ve atlası

[Nakarat]
Yüz üstü yattığında görülmez rüya
Yat siyah kalk siyah, pencereme fırlatın kaya
Yavaşça kalktım ayağa, ortalama üç dakikada
Alacakaranlık dikildi birden karşıma