Ağaçkakan
Duende
["Duende" için şarkı sözleri]

[Verse 1: Ağaçkakan]
Dışarıda şarapnel biraz kum ucuna kol saatin
Sessizlik vakitsiz bir tanrıtanımaz evindeydi
O yüzden yaşıtlarımın kulak zarına değmeyen
Her cinayet postal gürültüsüyle temizlenirdi

Et ve kemikten kamufle kıyafetim
İçine sığamadım ve sanki başka zamana aitim
İnanmadığım hayaletim insandan doğmayan
Ve çalakalem yazılmış kusursuzluk kadar tedirgin

En müşfik umursamazlık bir girdap açıyor
İçine sürüklenen güruhtan zamanla kaçıyor
Akla bir gemi bir de yelken düşüyor
Ve uzaklaşıp şehirlerden limanı terk ediyor

Lodos'tan kaçmak için kuzeye, daha da kuzeye
Ta ki düşene kadar kuzeyin en kuzeyine
Dingin denizlerden çalınan şüphe
Poseidon'un maharetinden kaçamıyor rotamız Atlantis'e

Aklımda çınlayan yorulmuş şarkılar
Tekerrür etmeyen nakarat kadar korkarak
Nadastan sıkılmış tütün gibi sarılsana
Gölgene zira rastlamadım ben güneşten ötesine
Mühürlü soluklar Latince nefes alıp
Terk eder bu adayı denizlerini yakılmaz sanıp
Yalnızlık hoş değil, kalabalık kötü
En nihayetinde insan dediğin insanın dölü

Buraya kadar dünyanın kıyısına gelen
Ve düşmek için sırada bekleyen çok insan var
Hiç umut kalmadığında akla yağmur kazındı
Devrim kente en az yağmur kadar yabancı

[Verse 2: Ağaçkakan]
Bu boşluk adına yazılan her şiire el koyan 3 numara saçlı kurşunlar
Gün azalarak biterken o karşımda, mıhlanıp bir sandalyenin üzerine
Uvertür mırıldanır kokuşmuş cenaze marşında
Katilin sanrısı, maktulün rüyası

Aynı görüntü ve zamanın eşitti parçası
Silah kelepçelendi saplandığı organların içinde
Her insan bir kez ölüyor uyandığında ağır çekimde
Gömlek yakalarından cadde topladığın adam

Ve birdenbire yaşamak zorunluluğu yine de saçma sapan
İçgüdü mantığımdan kaç saniyede kaçar
Ya da vesaire vesaireyi nerede parçalar
Sana Fransa'dan ihtilal
Transilvanya'dan günaydın getirdim, istersen kaldır at
Biliyorum ki zaman dediğin yelkovandan kalıntı
Devrim kente en az darbe kadar yakındı